Zeynep Rade
İstanbul Mühürdar’da, kedilerin hüküm sürdüğü bir evde doğdum, büyüdüm. Sadece çocuk kitapları değil büyüklere de kitaplar yazıyorum; öykü, roman, oyun…
Kitaplarım ve ben eski adı Lutesya olan Paris kentinde yaşıyoruz. Burada tüm şehri yürüyerek gezmek mümkün. Paris’in bir diğer bir adı da “Işıklar Şehri”. Sen Nehri’ne vuran sokak lambaları şehri boydan boya aydınlattığı için böyle dememişler. Avrupa’da 17. Yüzyılda filozof ve aydınlar insanlığı eski, geleneksel, değişmez kabul edilen varsayımlar ve hurafelerden özgürleştirmek için Paris’te bir araya gelmişler. Eğitim, hukuk, tıp gibi her alanda yenilikleri burada başlattıkları için Paris’e “Işıklar Şehri” denmiş. Bu dönem de dünya tarihine Aydınlık Çağ olarak geçmiş. Ne güzel değil mi?
Bir oğlum var, Mehmet. Çöp adamlardan çizgi roman yapmayı, kedileri ve film izlemeyi çok seviyor. Artık büyüdü, çocukluğundan beri hayalini kurduğu gibi Ortaçağ Tarihi eğitimi alıyor. İstanbul’daki evimizin bahçesinde hâlâ köpekler ve kediler var. Köpeklerin adları Tipsi, Yamalı, Tazı, Barbie ve Bıkbık; kediler ise Küçük Kızılcık, Zombik, Uhura, Belgin Doruk ve Blanche (Blanş diye okunuyor).
Yazmayı, doğayı, geri dönüşüm yapmayı, kitapları, kitapçıları seviyorum. Bir de Mehmet’i tabii! Bir de kitaplarımı renkli kâğıtlarla kaplamayı seviyorum… Bir de turşu ve cacığı. Bir de köpekleri… Sonra kedileri... Kaç tane oldu?